MÜSLÜMANLAR NEDEN GERİ KALDI?

MÜSLÜMANLAR NEDEN GERİ KALDI?
29643_6111_2

Bir zaman Dünyanın en büyük devleti Osmanlı Devletine sahip olan müslümanlar;ne oldu da bilimde,teknolojide ve sanatta geri kaldık.Hiç düşündünüz mü?
Acaba  neden 1.5 milyarlık Müslüman kitle 57 farklı ülkede bulunuyor. Bu 57 ülkenin üretim kapasitesi 1 İtalya, 1 Almanya kadar olamıyor?
Acaba neden Müslüman ülkelerinin tümünün yıllık bilimsel icat / makale / patent sayısı 7 milyonluk İsrail'den daha az? 
Acaba neden İslam ülkelerinin üniversiteleri en iyi 100, 200, 500, 1000 arasına çok az girebilmektedir?
Acaba neden İslam ülkelerinde okur yazarlık oranı çok düşük?
Değerli Kardeşlerim beraber tefekkür ederek bu sorulara cevap vermeye çalışalım.İşte 
Müslümanları geri bırakan sebeplerin bazıları:

1)Ümitsizlik ve tedavisi ümitvar olmak

  Müslümanlar olarak bizler çok ümitsiz bir toplumuz.Daima ben yapamam,ben edemem,başkaları benden daha iyi diyoruz ve ümitsizlik bataklığına saplanıyoruz.Aslında Allahu Teala hazretleri ümitsizliği yasaklamıştır.Kuran ı Kerimde şöyle buyurulmaktadır:De ki: “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”(ZÜMER 53)
«Ey oğullarım, gidin, Yusuf'u ve kardeşini araştırın. Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin; zira kâfir kavimden başkası Allah'ın rahmetinden ümit kesmez.»(YUSUF 87)
 Müslümanlar olarak bize düşen Allahın rahmetinden ümit kesmemektir;ümitvar olmaktır.Allahu Tealanın davasına sahip çıkacağını düşünüp,sonuç ne olursa olsun çalışmaktır.

2)Doğruluk ve dürüslük kavramının sosyal ve toplumsal hayatımızda ölmesi .

Müslüman, diğer Müslümanların, elinden ve dilinden zarar görmediği kimsedir.(Tirmizi, Kitabu’l İman) buyrulmasına rağmen günlük hayatımızda ufak şeyler için yalanlar söyleyip birbirimizi kandırıyoruz.Bir mal satarken yalan yere yemin ediyoruz.

Değerli Kardeşlerim hep birbirimizle sohbet ederken ''Müslümanın sözü senettir'' diyoruz ya keşke uygulayabilsek bu sözü.

'Müslümanın her söylediği doğru olmalı fakat her doğruyu her yerde söylememeli'. kaidesi bizim ölçümüz olmalı.

Yalan münafıklık alametidir.Allahın rızasını kazanmak için,insanların güvenini kazanmak için ve toplumun ahlaki ve manevi gelişmesi için yalanı hayatımızdan çıkarmalıyız.

3)Müslümanların arasındaki düşmanlık  ve tedavisi muhabbet
Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki esirgenesiniz.(Hucurat 10) buyurmasına rağmen Rabbimiz, birbirimize ne kadar düşman olduk.Birbirimize ne kadar hased eder olduk.Son zamanlarda birbirimizle kenetlenmemiz 
gerekirken birbirimizden ne kadar uzaklaştık.Aynı Allaha,aynı peygambere,aynı kitaba iman etmemize rağmen birbirimizi acımasızca eleştirir ve hainlikle ittiham eder olduk.
 Kendimize gelelim !Bütün müslüman kardeşlerimizi sevgiyle kucaklayalım.Onların kusurlu yönlerini görmezden gelelim,onları güzel yönleriyle değerlendirmeye alalım.Efendimizin:(Birbirine karşı muhabbet ve 
merhamette, müminler, bir vücut gibidir. Vücudun bir yeri rahatsız olunca, bütün vücut, 
rahatsız, uykusuz kalıp, onun tedavisi ile meşgul olduğu gibi, müslümanlar da birbirlerine 
yardıma koşmalıdır!) [Buhari] hadisini hatırlayalım ve kardeşlerimizin yardımına koşalım onlara dua edelim.
4)İslam Ülkelerindeki Sömürgeci Güçlerin Bırakmış Olduğu İzler ve Baskıcı Anlayış
 Sömürgeci güçler 19. ve 20. yy.'da İslam ülkelerini sömürdüler.Kıymetli madenleri ve petrolü alıp kendi ülkelerine götürdüler.Sadece o ülkelere bozuk ahlak ve medeniyetlerini bıraktırdılar.Sömürgeci ülkelerin bozuk ahlakından ve yaşantısından etkilenen İslam toplumları İslam dininden ve ahlakından uzaklaştı ve kendi kültürüne yabancı kalır hale geldi.Hatta bazı sömürgeci ülkeler İslam ülkelerinden 
çekildikten sonra o ülkeye bir diktatör tayin etti.Bu diktatör o ülkenin gelişmesini engelledi,Devlet malını kendi malı gibi kullandı.O ülkedeki samimi müslümanlara baskı yaptı.
 Bu halin tedavisi ise bütün müslümanların İslama tekrar sarılmalarıyla olur.En önemlisi ise bütün müslümanların İslamı hal diliyle yaşamasıdır.Yani İslami hayata yansıtmaları ve onun ahlakıyla ahlaklanmalarıdır.Bilinçli bir şekilde İslama hizmet eden kurumlar,vakıflar kurarak İslamı yaymaya çalışmalarıdır.
5)Şahsi Menfaatlerini İslamın menfaatlarının önüne geçirmek.
Kendi şahsi menfaatlerimizi Müslümanların menfaatlerinin önüne 
geçirdik.Kendi grubumuzun ,cemiyetimizin,tarikatımızın 
menfaatlerini İslam ümmetinin menfaatlerinin önüne geçirdik.Kendi nefsimizi ön plana çıkardık.
 Bu halden kurtulmanın çaresi ise,bütün müslümanların dertleriyle dertlenmektir.Müslüman  kardeşlerimizle istişareler yaparak ortak hareket etmektir.
Sonuç
Değerli Kardeşlerim!İslam Alemi şu anda cayır cayır yanmaktadır.Teknolojide,bilimde ve sanatta dünyanın gerisinde kalmıştır.Neredeyse İslam Coğrafyasının çoğunda savaş vardır.Bu durumda bize düşen görev ise kendi dertlerimizi unutup,müslüman kardeşlerimizin dertleriyle dertlenmektir.Efendimiz(s.a.v): 'Müslümanların işini önemsemeyen kimse onlardan değildir.'sözünü hatırlamaktır.Müslüman kardeşlerimize maddi ve manevi yardımda bulunmaktır.Eğer maddi 
yardımda bulunamıyorsak,en azından onlara dua etmektir.
Kaynak:Hutbeyi Şamiye

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HZ. PEYGAMBER (S.A.V.) KURˈAN TEFSİRİ ÖRNEKLERİ

PEYGAMBERLERİN İMTİHAN DÜNYASI

DENİZLİ EVLİYALARI 2(üzüm dedesi)